Gıda Güvenliğinin Türkiyedeki Yeri: Hilal Öztürk Yazdı

Hilal Öztürk
Hilal Öztürk gıda mühendisliği bölümünden mezun olup hali hazırda Endüstri Mühendisliği okumaktadır. Hilal Öztürk, gıda mühendisliği eğitimi boyunca daha çok gıda güvenliği, gıdada bulunan mikroorganizmalar ve fito-kimyasalların insan üzerindeki etkileri üzerine araştırmalar ve okumalar yaptı. Öztürk, yine bu konular başta olmak üzere gıdanın çeşitli alanlarıyla ilgili yazılarıyla sitemizde katkıda bulunmaktadır.
07.08.2019
A+
A-

Gıda Güvenliği 6: Gıda Güvenliğinin Türkiyedeki Yeri

Özet

Önceki yazılarımızda gıda güvenliğine girişten başlayarak kaç tip tehlike olduğundan ve hepsinin koruma yöntemlerinden teker teker bahsetmiş, son olarak da gıda güvenliği yöntemi (HACCP ve ISO 22000) nedir ve evdeki koruma yöntemlerini anlatmıştık. Bugünkü yazımızda ise gıda güvenliğinin Türkiye ve dünyadaki yerini anlatacağız.

Türkiye’de Gıda Zehirlenmeleri Oranı

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin beslenme çalışma grubu tarafından hazırlanan 2019 yılı ilk altı ayını kapsayan gıda zehirlenmeleri raporu yayımlanmış olup, rapora göre gıda zehirlenmelerinde en çok işyerinde yedikleri yemeklerden dolayı işçiler zehirlendi [1].

Raporda 43 gıda zehirlenmesi tespit edildiği, 3753 kişinin etkilendiği ve bir kişinin yaşamını yitirdiği ifade edildi [1].

İstanbul İSİG Meclisi Beslenme Çalışma Grubu’nun hazırladığı rapordan öne çıkan veriler aşağıda verilmiştir [2]:

-2019 yılında, bir kişi mantar zehirlenmesi nedeniyle yaşamını kaybederken, kamuoyuna yansıyan en az 43 gıda zehirlenmesi olayı yaşanmış ve en az 3753 kişi gıda zehirlenmesinden etkilenmiştir.

-Gıda zehirlenmesinden etkilenen işçi sayısı 208 olurken öğrenci sayısı 231 asker sayısı da 42 olmuştur. Genelde ise 3272 kişi rahatsızlanmıştır.

-2019 yılının ilk altı ayında zehirlenme vakalarının yüzde 5’i işyerlerinde gerçekleşirken, yüzde 11’i kamu kurumlarında gerçekleşmiştir.

-Gıda zehirlenmelerinin yüzde 89’u firmadan temin edilen gıdalardan kaynaklanırken yüzde 11’i ise dışarıdan temin edilen gıdalardan kaynaklanmıştır [2].

 

Raporla birlikte yayımlanan, gıda zehirlenmelerinin sonucunu gösteren tablo da gerçeği ortaya açıkça sermektedir [1,3]: 

Raporda krizle birlikte artan yoksullaşma ve yaygınlaşan sefaletin sağlıklı gıdaya erişimi, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi zorlaştırdığı belirtilmiştir. Ayrıca, raporun sonucunda “Ekonomik krizle birlikte toplumun tüm kesimleri yoksullaşmış, sağlıklı, yeterli ve dengeli gıdaya erişimi daha da zorlaşmıştır. En temel insan hakkı olan sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme örgütlenmeyle mümkündür” değerlendirmesi de yapılmıştır [2].

Ancak, bu durum ülkemizdeki gıda güvenliği sıkıntısının da açık bir şekilde göstergesi de olmaktadır. Sonuç olarak, gıda bozulmasına sebep olan şeylerin kontrolsüz üretim işlemlerinden kaynaklı fiziksel, kimyasal veya biyolojik sebepleri olabileceğinden bahsetmiştik. Bizler, beslenmenin ne kadar önemli olduğuna dair farkındalık yaratarak güvenli, sağlıklı gıdaya ulaşma hakkımıza sahip çıkmalıyız [4].

Gıda Güvenliğinin Türkiye’deki Yeri

Türkiye’de uzun yıllardan beri gıda güvenliği konusunda bazı sorunların olduğu bilinmektedir. Bu sorunların temelinde yatan nedenler; Türkiye’de tarım kesiminden işleme sanayine kadar teknik altyapı yetersizlikleri, teknik personel noksanlığı, üretici ve tüketicilerin yeterince eğitilememesi ve bilinçlendirilememesi, genel olarak tüketicilerin satın alma gücünün düşüklüğü, teknoloji kullanımının zayıflığıdır [5].

Diğer sorunlar ise aşağıdakiler gibi;

– Bakanlığın resmi denetçi kadrosunun yetersiz olması,

– Denetçi kadrosu sektörlere göre uzman olmayanlar tarafından işgal edilmesi ve

– Ayrıca işletmelerde İyi Üretim Uygulamaları (GMP) ve gıda güvenliği yönetim sistemleri (HACPP gibi) kontrolünde denetleme problemleri yaşatmasından kaynaklı olarak özetlenebilir [5].

Sonuç

Türkiye’nin bundan sonra daha da geliştirmesi beklenen bir diğer önemli hususun gıda denetimi konusunda olması gerektiği vurgulanmalıdır. Gıda zehirlenmelerinin hala bu denli fazla olması, Türk Gıda Mevzuatında hala bazı eksikliklerin olduğunu ve denetim sistemlerinin tam, düzgün bir şekilde çalışmadığını göstermektedir. Ayrıca, Türkiye’de küçük ölçekli işletme sayısının fazlalığı dikkate alındığında, standartlara uygun üretim yapabilecek işletme sayısı çok az kalmaktadır.

Sonuç olarak, gelinen noktada Türkiye’de güvenilir gıda standartlarına uygun üretimin gerçekleştirilebilmesi için, mevzuatını yenileyerek ve yeni uygulamalar devreye sokarak gıda güvenliği alanında önemli ilerlemeler kaydetmelidir. Bu sebeple, yapılanların hala yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Tüketici olarak bizim yapabileceğimiz ise şüphelendiğimiz durumlarda, lütfen ALO 174 Gıda Hattı’nı arayarak, gıdanızın güvenilirliğine sahip çıkmayı unutmamalıyız!

 

 

 

 

 

  1. http://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/gida-zehirlenmeleri-raporu-2018de-en-cok-isciler-zehirlendi-254353
  2. https://kizilbayrak45.net/ana-sayfa/haber/sinif/isig-meclisinden-gida-zehirlenmeleri-raporu
  3. http://guvenlicalisma.org/20070-saglikli-yeterli-ve-dengeli-beslenme-orgutlenmeyle-mumkun-istanbul-i
  4. https://www.gidahatti.com/isyerlerinde-gida-zehirlenmesine-dikkat-dokuz-aylik-veriler-ne-diyor-127028/
  5. Kantaroğlu M., Demirtaş N., Türkiye’de Gıda Güvenliği Açısından Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin (ÜDTS) Değerlendirilmesi, 2019
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın