Toprağı Küçük Ziraatı Büyük: Hollanda’nın Tarım Başarısı
Toprağı Küçük Ziraatı Büyük: Hollanda’nın Tarım Başarısı
Türkiye tarım ülkesi imajını yıkmaya çalışadursun, Avrupa’nın ortalarında küçücük bir ülke hem tarımda hem sanayide hem de hizmet sektöründe Uskudar’ı çoktan geçsin. 7800 km karesi şu olan ve toplam toprağı 41.500 km kare (Türkiye 783 bin 562 km kare) olan Hollanda ilk bakışta tarımda dünya “en”lerine girebileceğine çok kişi inanmaz. Ancak ABD’den hemen sonra dünyada en çok tarım ihraç eden ikinci ülke statüsünde olduğunu şimdiden söylemiş olalım.
Hollanda, sadece 2017 yılında 91.7 milyar Avro’luk direk tarım ihracatı 9.1 milyar Avro’luk ise tarım makineleri ile 100 Milyar Avro’yu aşan tarım ihracatı yapsak heralde hepimiz bizim ihracat istatistiklerine bakma ihtiyacı duyacak. Araştırmanıza gerek kalmadan biz söyleyelim, 2017’de toplam ihracatımız 142 milyar Dolar yani yaklaşık 124 milyar Avro, bunun içerisinde tarımın payı 15 milyar dolar civarı yani yaklaşık olarak 13 milyar Avro.
Peki, nasıl oluyor da 17 milyon nüfuslu Hollanda’nın bizim yarımız kadar toprağıyla Dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı olabiliyor?
Başarının Sırrı: Seralar
Hollanda’da 4000 hektardan fazla bir alana sahip olan seralar, iklimi kontrol altına aldırarak Akdeniz iklimi şartları altında yetişebilecek domates üretmeye neden olmakta ve Akdeniz ülkeleriyle rekabet ettirebilmekte.
Seralar, sadece tarım üretimini arttırmakta değil enerjinin geri dönüştürülüp diğer sektörlerin o konudaki ihtiyacını karşılamaktadır. Seralardan elde edilen enerji etraftaki okul ve havuzlara aktarılıp tarımın geleceği hakkında bize ipuçları vermekte…
Hollanda’nın bu başarısı aslında çok eskilere dayanmamaktadır. Hollanda hükümeti bundan 20 yıl önce çiftçilerin ellerindeki kaynakların yarısıyla iki katı kadar üretim yapma konusunda politikalar geliştirdi ve başardı. Politikalar başarılı olmuş olacak ki 2000 yılından bu yana suya olan bağlılık yüzde 90 seviyelerinde azaldı.
Seraların enerji dönüşümü dışında ki diğer bir faydası kimyasal ilaç kullanımını neredeyse sıfıra indirmesidir. 2006 yılı itibariyle kümes hayvanlarında kullanılan antibiyotik ilaclari ise yüzde 60 seviyelerinde azalttılar.
Ancak başarı, sadece sürdürülebilir gıda üretimi hakkında konuşarak elde edilememiştir.
Başarının İkinci Sırrı: Döngüsellik (Dairesellik)
Hollanda’daki herhangi bir çiftçi, işlemci veya Hükümet görevlisiyle görüşün; hepsi aynı kelime ile sırrı açıklar “dairesellik.”
Dairesel ekonomi, kaynakların mümkün olduğu kadar uzun süre tutulması ve kullanılması ve daha sonra da (yaşamlarının sonunda) geri dönüşümü sağlayacak yolların bulunmasıdır.
Gıda sistemlerinde sadece verim veya üretkenliği sürmekten ziyade, her bir elemanın birlikte nasıl daha fazla çalışabileceğini ve atıkların sonunda nasıl en aza indirilebileceğini anlamak için tüm zincire baktıkları anlamına gelir.
Bu, döngüselliği düşünme tarzını yönlendiren sadece Hükümet ve büyük işletmeler değildir. Küçük aile çiftlikleri, kar sağlamak ve işletmelerinin geleceğe hazırlıklı olmalarını sağlamak için dairesel gıda sistemlerinin potansiyeline odaklanmaktadır.
Utrecht, Gravensloot’tan organik bir süt çiftçisi olan Jaco de Groot şunları söyledi: “Dairesellık bizim için önemlidir, çünkü piyasa oynaklık riskini arttırırken burada sahip olduğumuzdan en iyi şekilde yararlanmamıza yardımcı olmaktadır.”
2008’de aile işletmesine ailesiyle Bert ve Marieke ile birlikte çiftleşmek üzere geri dönen Bay de Groot, gelecekte hepsini destekleyecekse genişletmek için gerekli olan işi biliyordu.
Çiftliğin şehir kenarındaki konumu göz önüne alındığında, 280 başlı sürüsünü daha da genişletmek bir seçenek değildi, bu yüzden ellerinde bulunanları çeşitlendirmenin ve kullanmanın yollarını aramaya başladılar.
Güneş Panelleri
Dairesel üretim kapsamına çiftliğin her türlü alanından faydalanma anlaşılmalıdır. Çiftliğin kullanılmayan alanları, mağaza satış mağazası, tatil evi, kreş ve ofis alanı olarak evrilebilir, ve mümkün olan her yere enerji üretimi için güneş panelleri yerleştirilmeli.
Jaco de Groot kendi aile çifliğinin döngüselliğini şu şekilde açıklamaktadır. Gelirlerimizin yüzde 70’i sütten kaynaklanmaktadır. Geriye kalan yüzde 30’un yüzde 20’si satış mağazası ve sabah bakım yeri ve tatil odasından gelmekte diğer yüzde 10 ise ürettiğimiz enerjinin artakalanını satmaktan geldiğini açıklamaktadır. Bu döngüsellik gelir alanlarını çeşitlendirdiği için riski azaltmakla beraber farklı alanlarla uğraşmak iş hayatini olağan döngüden çıkartarak daha zevkli hale getirdiğini açıklamaktadır.
Editör Notu.
Bu yazı FGİnsight ınternet sitesinin İngilizce haberinden tercüme edilmiştir. Tercüme kelime veya cümle çevirisi olmayıp editöryer değişikliklere uğramıştır. Haberin orjinali için…