Şampiyon Kokoreç
Şampiyon Kokoreç
Her tarafı emperyalist firmalar ile istila olmuş ve her geçen gün istilası daha da artan “fast food” sektöründe yerli firma görmek gurur verici, daha gurur verici şey ise bu firmanın yerli ürün üretmesi. En büyük gurur verici şey ise de o ürün anılınca o firmanın akla ilk olarak gelmesi.
“Kokoreç”
Dilinizin “Şampiyon” kelimesini fısıldadığını duyar gibiyim.
Evet, Şampiyon kokoreç! hikayesi; Anadolu’nun bağrı Kahramanmaraş’ta çıraklığının hakkını vermiş, kalfalığı geçmiş, zamanla ustalaşmış, ustalaştıkça Kahramanmaraş’a sığamamış Galip TOKGÖZ adında zeki, çalışkan, akıllı birazda nasipli bir delikanlı tarafından 1950’de her umut yolcusu gibi sevdiği ilinden kopup Beyoğlu’nda bir birahanenin önünde bir stant açarak başlamış.
Ama delikanlımız soy isminde olduğu gibi tokgöz davranmayıp akranları gibi seyyar satıcılık ile iktifa etmemiş. Gelen fazla siparişlere kaliteyi düşürmek yerine kapasiteyi artırmak ile cevap vermiş. Kısa sürede civarda kendine ait müstakil bir lokantaya geçmiş. Daha da artan taleplere cevap vermek için kardeşini çağırarak ortak etmiş kapasiteyi daha da büyütmüştür.
Kısa sürede bu kadar hızlı büyümesinin tek sebebi tokgöz davranmaması değil elbette. Kendince kokoreçte, imkanları dahilinde bazı inovasyonlar gerçekleştirmiş olması kendi deyimi ile
“Kokoreci küçük kuşbaşı parçalar haline getirip pişirmeye hazır hale getirirdim. Kendime özgü yöntemler geliştirdim. Örneğin o dönemler kimse de olmayan özel tasarımlı bir ızgara yaptırdım. Yüksek derecelerde çalışan bu ızgara ısıyı her tarafa eşit derece ilettiği için kokoreci istediğim kıvamda pişiriyordum. Ayrıca ızgaraya attığım kokorece yağ ilave etmeden pişiriyorum. Bu şekilde özenle pişirdiğim kokoreci bir de kendi hazırladığım özel aromalı baharat karışımlarıyla zenginleştirince farklı bir lezzet ortaya çıktı. Kısa sürede civarın en popüler kokoreççisi oldum.” şeklinde ifade ediyor.
Akranlarının seyyar tezgahlarını oğullarına miras bırakırken şimdi yetmiş yaşında olan o zamanın delikanlısı Garip Amcamız oğullarına biri Kıbrıs’ta çoğu büyükşehirlerde, yedi bölgeye dağılmış toplam 46 bayi bırakmış durumda.
Şampiyon Kokoreç’in tek başarısı büyüme ve şubeleşmede değil elbette, hijyen ve işletmede de tam bir başarı örneği. Gene kendi deyimi ile; “İstanbul’da bize ait bir üretim merkezimiz var. Bu tesise giren ürünler veteriner hekimlerimiz denetiminde üretim izin belgeli sertifikalı ürünlerdir. Ayrıca ürünlerimiz gıda laboratuvarlarında düzenli bir şekilde kontrolü yapılır. Kuzu ince bağırsağı zarar görmeden dikkatlice çıkartılır. Gıda ile temasına uygun dezenfektan ve basınçlı su ile defalarca temizlenir. Temizlenen bağırsağın iç zarı özel bir makine ile sıyrılır. Özel bir yöntem ile şişlere sarılan bağırsak asılıp iş sıcaklığı en az 90 derecede pişirilir. Aslında buraya kadar ancak ön hazırlık tamamlanmış olur. Ön pişirmeden sonra kokoreç şişten ayrılır. Uygun ambalajlar ile soğuk zincir bozulmadan şubelerimize sevk edilir” şeklinde ifade ediyor.
Hem kalite hem güven hem kazanç hem de yerli gurur duymayacağız da ne yapacağız? Başarılar Şampiyon!
Kaynaklar:
http://www.sampiyonkokorec.com.tr/
http://www.halkbankkobi.com.tr/channels/Esnaf-ve-Sanatkarlara-Ozel/Esnaf-Hikayeleri/Sampiyon-Kokorec—Galip-Tokgoz/1549