Eko-Turizm ve Tatuta Çiftlikleri: Osman İnan Yazdı

Osman İnan
Kendimden kısaca biraz bahsedecek olursam, 2007 yılında Önder Çiftçi Projesinde staj yaptım, aynı yerde Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünü 2008 yılında bitirip askere gidene kadar kaldım. 2009 ortalarında askerlik bitince Tarım Ekonomisi Bölümünde yüksek lisansa başladım. Aynı zamanda bir makine üretim şirketinde kalite bölümünde çalıştım ve ayrıca ailemin kendi arazilerinde 2011 yılı sonuna kadar tarım işiyle uğraştım. Bu tarihten 2014 yılı sonuna kadar Tarım ve Orman Bakanlığında uzman mühendis olarak çalıştım. AB ülkeleri ve Türkiye’de tarım ve kırsal kalkınmayla ilgili çalışmalar yaptım. Daha sonra 2016 yılı sonuna kadar kendi arazilerimde ceviz ve kavak yetiştiriciliği yaptım. O tarihten sonra kendi danışmanlık şirketimi kurup, gayrimenkul işine başladım. Bu dönemde yüksek lisansımı tamamladım. Tarım Ekonomisi Bölümünde doktora eğitimine başladım. Bunun yanında tarım işlerine devam etmekteyim. 2014 yılı sonundan beri de kamulaştırma, hukuk ve ceza davalarında bilirkişilik yapmaktayım. Tarım Ekonomisi Derneği, Zir. Müh. Odası ve Buğday derneğine üyeyim.

EKO-TURİZM VE TATUTA ÇİFTLİKLERİ

Ekolojik turizm; doğal ve kültürel değerlere saygılı, yerel ekonomiye katkı sağlayan, çevreye uygun tesisleri ile doğa temelli, kitle turizmine alternatif bir turizm çeşidi olarak tanımlanabilmektedir (Erdoğan 2003). Genellikle 30-59 yaş arası, yüksek gelir grubunda,  yüksek eğitimli, gastronomi ve kültüre ilgi duyan bir kitleye hitap etmektedir (Kılıç ve Kurnaz 2010).

Kentleşmenin ortaya çıkması, insanların doğal alanlardan uzaklaşmalarına bir alternatif olarak son yıllarda talebi artmaktadır (Haberal 2015). Kırsal ekonomik yapının gelişmesine, kültürel değerlerin korunmasına ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesine katkıları büyüktür. Kitle turizmin aksine daha entelektüel kesime hitap eder, çevresel bozulmanın engellenmesi ve kültürel bozulmanın korunmasını sağlar (Bakırcı 2002).

Eko-turizm özendirilmesi gereken bir faaliyettir. Bu konuda Buğday derneği, Gençtur ve tatuta çiftlikleri organizasyonu önemli bir iş yapmaktalar.

Programın temsilcileri kendilerini aşağıdaki gibi tanıtmaktadır;

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği;

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, yaşamını sürdürürken diğer yaşamlarla uyum içerisinde ve ekolojik bütüne saygılı bireyler ve bu bireylerden oluşan bir toplum hayaliyle, 12 Ağustos 2002 tarihinde, bu tarihten önce on yılı aşkın bir süre benzer çalışmalar yürüten Buğday hareketinin öncüleri tarafından kurulmuştur. Dernek bu hayale ulaşmak için “bu yönde örnekler oluşturma, var olana destek olma ve bilginin dolaşımını sağlama” misyonunu üstlenmektedir. “Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi ve Gönüllü Bilgi, Tecrübe Takası” projesi, kısa adıyla TaTuTa, bu misyon doğrultusunda yürütülen projelerden bir tanesidir. Projenin ana amacı Türkiye’de ekolojik tarımla geçinen çiftçi ailelerine mali, gönüllü işgücü ve/veya bilgi desteği sağlayarak ekolojik tarımı teşvik etmek ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Derneğin diğer projeleri ve dernek hakkında daha fazla bilgi için: www.bugday.org

Gençtur
Türkiye’de “Gençlik Turizmi”nin öncüsü olan GENÇTUR, kurulduğu 1979’dan bu yana gençlere sunduğu hizmetleri, kalitesinden ödün vermeden çoğaltmakta ve çeşitlendirmektedir. Uluslararası ve ulusal üyelikleri, yetki belgeli temsilcilikleri, deneyimli ve uzman kadrosu ile GENÇTUR, başarılarla dolu geçmişi boyunca “Doğru Yönlendirme, Doğru Seçim” ilkesini kaliteli hizmetleri ile yaşama geçirmiştir.
www.genctur.com.tr

Kastamonu ilinde Tarım Bakanlığında görev yaptığım süre boyunca Tatuta çiftliklerinden bazılarına misafir oldum. Ev sahiplerinin hepsi misafirperver insanlardı. Bunlardan bazılarını internet sitesinde bulabildim, bazılarını bulamadım, hatırlayabildiklerimi aşağıda kısaca yazmaya çalıştım. Tatuta internet sitesinden yararlandım. https://www.tatuta.org/index.php?p=0&lang=tr. Vaktiniz olursa çiftliklere konuk veya gönüllü olmanızı tavsiye ederim.

Balabanağa Çiftliği

Kastamonu’nun Daday ilçesi’nde yerleşik Balabanağa Çiftliği adını yaklaşık 450 yıldır sahibleri olan Oğuzbalaban ailesinden almıştır. Yaklaşık 400 dekar tarım arazisi üzerinde bulunan Balabanağa Çiftliği’nde 20000 m2 sebze ve meyve bahçelerinde ihtiyaçlar ölçüsünde tarım yapılıyor. Çiftlikte Kastamonu’ya has antik siyez buğdayı, elma, armut, erik, ahlat, alıç, ayva vb. gibi birçok ağaçtan yararlanılmakta ve Karadeniz ikliminde yetişen birçok sebze yetiştirilmekte. Çiftlikte büyükbaş hayvanlar ve kümes hayvanları bulunmakta. Yoğurt, süt, peynir ve yumurta çiftlik hayvanlarından sağlanmakta. Mantar üretimi yapılan bir alan var, merek edenlere gösterebiliyorlar.

Oğuzbalaban ailesi çiftliğe gelen misafir ve gönüllüleri Balabanağa Konağında ağırlamaya hedefliyor. Yemekler hep beraber pişiriliyor(misafirler için de geçerlidir). Çiftlik sahipleri konağın bir odasını misafirlerin kalması için hazırlıyor.

Konakta oldukça görülesi. Balabanağa Konağı, Daday’ın İnciğez köyü’nde, koruluk bir tepenin yamacında tek başına yaşayan Balabanağa konağı 1636 yılında yapılmıştır. Her biri 400 yıldan daha eskiye dayandığı bilinen çeşme, tarihi türk hamamı, tahıl ambarı gibi ek üniteleri ile birlikte Balabanağa Konağı günümüze çevre ve doğal etkilerden az zarar görerek gelmiştir. Ahşap-kargir karışımı bir teknikle yapılan Balabanağa Konağı’nın zemin kat duvarları yer yer ahşap dikmelerle desteklenmiş yığma taş ve kerpiçtir. Üst kat duvarları kerpiç dolgulu, sıvalı ahşap karkas olarak yapılmıştır.

Hindiba Doğa Evi

Bolu, Mengen ilçe sınırları içinde Yedi Göller Milli Parkı yolu üzerinde yer almaktadır. Yaklaşık 3,5 dönüm üzerine kurulmuş tesiste kamp yeri olarak kullanılmakta olan ayrı bir alan da bulunmaktadır. Küçük bahçelerinde geleneksel metotlarla zirai ilaç ve gübre kullanmadan mevsimine göre tarım faaliyetleri yaparlar. Genel olarak sebze yetiştirirler.

Tesiste doğa dostu mimari örneği 9 adet taş ve ahşap bungalow tipi odalar vardır. Yapılacak küçük yürüyüşler veya bisiklet gezileri ile yaban hayatına tanık olabilir, domuz, tavşan, karacaların ve ötücü kuşların seyrine dalabilir, yabani meyveler toplayabilirsiniz.

Hüseyin Genç Çiftliği

Çankırı ili Yapraklı ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Ev sahibi çift, memleketleri olan köyde tuğla üstü kireç sıvamalı, ahşap çerçeveli bir köy evini restore ettirerek atölye çalışmaları ve konaklama hizmetine sunmuş. Çiftliğin bulunduğu bölgede tarım yoğunlukta olup, mevsimlik bahçe bitkilerinin yanı sıra meyve ağaçları da bulunuyor. Döneminde giderseniz meyve toplayabilirsiniz.

Yer yatağı ve sedir bulunan misafir odası, tuvalet (alafranga) ve banyo evin içindedir.

Necmi Nacak Çiftliği

Ankara ili Beypazarı ilçesinde yer almaktadır. Ev sahibi uzun zamandır sertifikalı organik tarıma gönül vermiş ekolojik pazar üreticilerindendir. Oğluyla birlikte yürüttüğü tarımsal üretim alanı 150 dönümdür. Toplam arazi büyüklüğü ise 600 dönümdür. Tüm ailenin içinde aktif olarak bulunduğu tarım işlerinden birçok tür meyve ve sebze üretilmektedir. Domates, havuç, soğan, kırmızı pancar, elma, üzüm ve patates başlıca ürünleri arasında yer almaktadır. Geleneksel mimari örneklerinin halen görülebildiği Akçakavak köyünde gönüllüler Anadolu köy yaşantısını yaşayabilecektir.

Ev sahibi gönüllüleri kendi evine yakın geleneksel köy evinde ağırlamak istiyor fakat bu evin onarıma ihtiyacı olduğu için şimdilik sadece çadırda konaklamak mümkün. Mimari ve geleneksel yapı tekniklerinden anlayanlar evin onarımına yardımcı olabilir. Beypazarı, İnözü Vadisi, Nallıhan Kuş Cenneti, Yazıca köyü gibi birçok kuş türüne ev sahipliği yapan bölgelere yakındır. 4 ayrı akbaba türünün görülebildiği bu alanlar aynı zamanda turistik birçok noktalara sahiptir. Köye 20 km mesafedeki Beypazarı’nda telkari, dokumacılık, yemenicilik, dövme bakırcılık gibi geleneksel el sanatları ve zanaatler yaşamaya devam ediyor.

Yüksel Erdoğan Çiftliği

Kastamonu ili Şenpazar ilçesindedir. Evlerinin üst katını misafirlerine açan çiftlik sahibi ve babası, geleneksel el sanatlarını yaşatan Türkiye’deki sayılı kaşıkçı ustalarındandır. Geçimlerinin bir bölümünü kaşık ve değişik objelerin içinde olduğu oymacılıkla sağlamaktadırlar. Şimşir kaşık yapılırken görülmesi, Yüksel beyden bal alınması, çiftliğin balkonundan manzaranın fotoğrafının çekilmesi tavsiye edilir.

Evde, üçer kişinin rahat kalabileceği geniş iki oda, mutfak, alaturka tuvalet ve kazan ve güneş enerjisiyle ısınan banyoları vardır. Yemekler ise aile ile birlikte yenmektedir. Aile, kendi ihtiyaçları için küçük bir alanda sebze ve meyve yetiştirmektedir.

Yüksel Baba Çiftliği

Sinop ili, merkezdedir. Ev sahibi köyün öncü çiftçilerindendir. Yıllarını tarıma vermiş topraktan beslenen, neşeli, bilgili ve paylaşmayı seven insanlar. Bahçelerinde çeşitli meyve ağaçları ve sebzeleri bulunmaktadır. Tarlada hayvanları için mısır ve kendi ihtiyacı için buğday da yetiştirmektedirler. Ailenin ürettiği tüm ürünlerin yetiştirilmesinde ekolojik yöntemler kullanılmaktadır. Çiftlikte Lütfiye Arslanoğlu, kızları Demet ve Funda ve oğulları Harun yaşamaktadırlar. Çiftliğe ulaşım çok kolay kabalı köyünde, misafirperver bir aileye konuk olacaksınız.

Yüksel Baba Çiftliği, evlerinin yanındaki küçük misafirhanede dört kişinin kalabileceği iki oda ve evlerinden iki oda olmak üzere toplam dört odayı TaTuTa ziyaretçilerine ayırmaktadırlar. Tuvalet ve banyonun içeride bulunduğu çiftlikte yemekler ister aile ile veya ailenin tedarik ettiği malzemelerle kendin pişir kendin ye şeklinde yenebilir.

Yavuz Özden Çiftliği

Kastamonu ili Şenpazar ilçesindedir. Batı Karadeniz’de yer alan çiftlik, asıl geçimini arıcılıktan sağlarken, aynı zamanda ekolojik prensiplerle kendi ihtiyacı kadar sebze yetiştiriyor. Yavuz Bey emekli bankacı olup memleketi olan köye kafa dinlemek için geri dönmüş. Özden çifti evlerinin bir odasını konuklarına açarken, konuklar yemeklerini aileyle birlikte yiyor. Makbule Hanım’a yufka üzerine tavuk, tereyağ ve cevizle yapılan ‘ıslama’ yemeğini sormayı unutmayın. Balı meşhurdur, sormayı unutmayın. Bölgede delibal meşhurdur, en fazla bir kaşık yenir, sakın daha fazla yemeyin.

Tuvalet ve sıcak suyu bulunan banyoları evin içinde yer alıyor. Avrupa – Sibirya bitki örtüsünün gözlemlenebildiği bölge Doğu Karadeniz kadar olmasa da yıl boyu yağış alabiliyor.

Sayın Hikmet Haberal beyefendinin kaynaklarda belirttiğim kitabını arasıra açıp okurum, çok faydalı bulduğum bir kaynaktır. Bunun yanında Tatuta çiftliklerinin katkılarıyla ilgili Sayın Dr. Öğr. Üyesi Gülsün Yıldırım’ın T.C. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Turizm İşletmeciliği Bilim Dalında hazırladığı ‘Kırsal Turizm Kapsamında Türkiye’de Çiftlik Turizminin Değerlendirilmesi: Tatuta Çiftlikleri Örneği’ isimli doktora tezini çalışma alanıma yakın olduğu için değerlendirebildim. Tezim çok kapsamlı ve literatüre katkı sağladığını düşünüyorum. Ayrıca, bu konuda yazılmış diğer tezler de kendi alanlarında gayet başarılılar diyebilirim.

Osman İnan

osmaninan1985@gmail.com

01.06.2020

KAYNAKLAR

ERDOĞAN N (2003). Çevre ve (Eko) Turizm. Ankara. Erk Yayıncılık.

KILIÇ B ve KURNAZ A (2010). İşletme Araştırmaları Dergisi.

BAKIRCI M (2002). Eko Turizm. İkinci Turizm Şurası Bildiriler. Nisan. Turizm Bakanlığı. Ankara.

HABERAL H (2015). Turizmde Alternatif Ekolojik Turizm – Doğa Turizm – Kırsal Turizm – Yayla Turizm. Detay Yayıncılık. Ocak. Ankara. ISBN: 978-605-4940-76-9.

 

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.