Pakistan Orta Doğu’nun Gıda Güvenliği’ni Sağlayabilir mi?: Çeviri Haber

Verification: f620c14aed060f2a

Pakistan Orta Doğu’nun Gıda Güvenliği’ni Sağlayabilir mi?: Çeviri Haber

Pakistan Başbakanı İmran Khan İslamabad’da açılan Air [Havacılık] Üniversitesi kampüsünün açılış töreninde “Ortadoğu’nun gıda güvenliğini [Pakistan olarak biz] sağlayabiliriz” dedi. Peki gerçekten bunu yapabilir mi?

Pakistan Merkez Bankasının 2019 3. çeyrek raporu, Pakistan Devlet Ekonomisi hakkında konuşabilmek için yeterli ve güvenilir bir kaynak ise, Pakistan buğday üretiminde sekizinci, pirinçte onuncu, şeker kamışında beşinci ve süt üretiminde dördüncü sırada yer alıyor. Ancak bütün bu üretim sıralamaları Orta Doğu’nun Gıda Güvenliğini sağlamak için yeterli mi?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda güvenliğini “tüm insanların her zaman aktif ve sağlıklı yaşam tarzı için diyetsel ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılayabilecek yeterli, güvenli ve besleyici besine fiziksel, sosyal ve ekonomik olarak ulaşabilme” olarak tanımlamaktadır.

Bunu başarabilmek için, ani fiyat değişikliklerinden ve(ya) döngüsel olaylardan etkilenmeyen yeterli miktarda ve kabul edilebilir gıda kalitesine sahip, gıdaya sahip olabilmek gerekir. Ancak, gıdalarda temiz su kullanımı, sağlık hizmetlerine erişim ve beslenme gibi halkın tamamının besin sağlığını sağlamak gıda güvenliğinin sağlanmasında eşit derecede önemlidir. Başka bir deyişle, gıda güvenliği insanların düşündüğünden çok daha bütünsel bir kavramdır. Aksine Pakistan’ın gıda güvenliğinin parçaları olan yukarıda sayılan maddelerede ki düşük performansı oldukça iyi bilinmektedir.

Bir ülke, halkının yediği tüm yiyecekleri üretmesi gerekmez. Ancak üretmediği gıdaları ithal edebilmek için ihraç edilebilir gıda ve gıda dışı mal ve hizmet fazlasına sahip olması gerekir. Bu, gıda güvenliğinin genel ödemeler dengesinden bağımsız olmadığını gösterir.

FAO’nun Gıda Güvensizliği Deneyim Ölçeği ‘hafif güvensizliği’, “yiyecek elde edebilmekten endişe duymak,” ‘orta güvensizliği’, gıda kalitesinden ödün vermek veya eksik öğünler anlamına gelirken, ‘şiddetli güvensizliği’, “kronik olarak açlık” olarak tanımlar. Pakistan Devlet Bankası’nın (SBP) Pakistan Ekonomi Durumu 2019 3. çeyrek raporuna göre Pakistan nüfusunun yüzde 60’ı ve hane halkının yaklaşık yüzde 37’si gıda güvensizken, Pakistan hanelerinin yaklaşık yüzde 20’si şiddetli gıda güvensizliğiyle boğuşmaktadır.

Bu durum ülkede ciddi kötü beslenme probleminin varlığını gösterir. Dünya Gıda Programı‘nın güncel raporuna göre Pakistan’ın beş yaşın altındaki çocuklarının yüzde 15’inin akut yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu, yüzde 32’sinin zayıf olduğunu ve iki yaşın altındaki çocukların çoğunun günlük enerji gereksinimlerinin yarısını bile tüketmediğini belirtti. Pakistan’ın ciddi genç nüfusa sahip olduğu düşünüldüğünde bu istatistikler oldukça endişe vericidir. Yetersiz beslenen bugünün gençliğinin gelecekte ekonomiye katkılarının verimi tartışmaya açık konudur. SBP’nin Pakistan Devleti raporuna göre, Pakistan’daki yetersiz beslenme, ekonomiyi yıllık GSYİH’nın yüzde 3’ü kadar etkiliyor.

Peki, böyle bir gerçeğe sahip olan bir ülke gerçekten başka ülkelerin gıda güvenliğini sağlayabilir mi? Tarım, su, değer zinciri, sağlık hizmetleri ve diğer tüm yardımcı işlere on veya yirmi yıllık yatırımdan sonra bu mümkün olabilir. Ancak bu şartlar altında Başbakan Khan, Pakistan kendi gıda güvenliği sorunu ile mücadele ederken Orta Doğu’ya bunu sağlayabilme vaadinde bulunması pek te mantıklı bir şey değildir.

Editör Notu: Bu makale Business Recorder’un internet sayfasından Gıdakolik tarafından çevrilmiştir. Çeviri yapılırken metne bire bir sadık kalınmamış bazı değişiklikler, kısaltmalar ve eklemeler yapılmıştır. Çeviri haberler, uluslararası alanda tartışılan gıda, tarım, hayvancılık ve beslenme gelişmelerini Türkçe’den takipedebilme olanağı sunabilmek için yapılmakta olup GıdaKolik’in editöryel duruşunu yansıtmayabilir.