22 -26 Eylül IDF Dünya Süt Zirvesi: Osman İnan Değerlendirdi

Osman İnan
Kendimden kısaca biraz bahsedecek olursam, 2007 yılında Önder Çiftçi Projesinde staj yaptım, aynı yerde Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünü 2008 yılında bitirip askere gidene kadar kaldım. 2009 ortalarında askerlik bitince Tarım Ekonomisi Bölümünde yüksek lisansa başladım. Aynı zamanda bir makine üretim şirketinde kalite bölümünde çalıştım ve ayrıca ailemin kendi arazilerinde 2011 yılı sonuna kadar tarım işiyle uğraştım. Bu tarihten 2014 yılı sonuna kadar Tarım ve Orman Bakanlığında uzman mühendis olarak çalıştım. AB ülkeleri ve Türkiye’de tarım ve kırsal kalkınmayla ilgili çalışmalar yaptım. Daha sonra 2016 yılı sonuna kadar kendi arazilerimde ceviz ve kavak yetiştiriciliği yaptım. O tarihten sonra kendi danışmanlık şirketimi kurup, gayrimenkul işine başladım. Bu dönemde yüksek lisansımı tamamladım. Tarım Ekonomisi Bölümünde doktora eğitimine başladım. Bunun yanında tarım işlerine devam etmekteyim. 2014 yılı sonundan beri de kamulaştırma, hukuk ve ceza davalarında bilirkişilik yapmaktayım. Tarım Ekonomisi Derneği, Zir. Müh. Odası ve Buğday derneğine üyeyim.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMESİ VE 22 -26 EYLÜL IDF DÜNYA SÜT ZİRVESİ HAKKINDA

Geçtiğimiz aylarda Ulusal Süt Konseyi tarafından 2018 yılı Türkiye Süt Raporu yayınlandı. Konu ile ilgilenenler rapora linkten ulaşabilirler (https://ulusalsutkonseyi.org.tr/2018-sut-raporu-2618/)

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası ise raporu yorumlayıp özet hazırlamış, bu yazıda bu özetten istifade edilerek süt ve süt ürünleri sektörüyle ilgili kısa bir değerlendirme yapılmış ve 22-26 Eylül’de İstanbul’da düzenlenecek IDF Dünya Süt Zirvesiyle ilgili bilgi verilmiştir. Bahsedilen asıl özetle ilgileneler linkten buna ulaşabilirler. (http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=31590&tipi=17&sube=0)

Ulusal Süt Konseyi 2018 yılı raporuna göre Ziraat Mühendisleri Odası tarafından oluşturulan özetin en çarpıcı sonucu şu şekilde;

‘Piyasada çok fazla sayı ve miktarlarda taklit ve tağşiş süt ürünleri bulunmaktadır. Bu ürünlerin, doğru üretilenlerle birlikte ayni pazarı/rafları paylaşmaları beraberinde haksız rekabeti de getirmektedir. Satılan hileli süt ürünleri ayni zamanda insanların sağlığını da tehdit etmektedir.’

Süt sektörünün ilk bakışta en büyük mücadelesi bununla olacak gibi durmaktadır. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ve SETBİR’in (Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği) bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik çok fazla çalışması var ancak anlaşılan bunun önüne geçilememektedir.

SETBİR’in bilgilendirme yazısını dileyenler linkten okuyabilirler. (http://www.setbir.org.tr/ambalajli-icme-sutu-sagliklidir-temizdir-guvenilirdir-2/)

Rapor özetindeki diğer önemli başlıklar şu şekilde; Numaraların olduğu paragraflar ZMO’nun süt sektörü raporundan aynen alınmıştır;

1 – Çiğ süt insan gıdası olarak doğrudan tüketime uygun değildir. Sektörde özellikle başta çiğ süt üreten çiftçiler olmak üzere bu sütü alıp işyerinde işleyen sanayici, esnaf ve tacirler maalesef birçok sorunla iç içe yaşamaktadırlar.

Çiğ süt neden istenmemektedir? Çünkü çiğ süt bruselloz ve tüberküloz gibi birçok hastalığa yol açan bakterileri de vücuda taşıyabilmektedir. Bunun yanında, sütün alındığı ineğin nasıl koşullarda yetiştirildiği ve sağıldığı bilinmediğinden hijyenik eksiklikler söz konusu olabilmektedir. Bir başkası, sütün sulandırılması ya da içine farklı maddelerin konulup konulmaması gibi durumlar tam olarak bilinemediğinden alınan sütün yüzde yüz doğal olduğu şüphesi oluşabilmektedir1.

2 – 1990 yılından sonra sığır dışındaki hayvan sayılarındaki düşüş devam etmiştir. Küçükbaş hayvanlardan elde edilen süt oranı 18 yıl önce % 17’ye varmaktaydı.

2018 yılı süt istatistiklerine bakarsak 30.484.000 sağılan hayvan bulunmaktadır. Bunlardan 6.338.000 adeti inek, 18.819.000 adeti koyun, 5.378.000 adeti keçi, 76.000 adeti mandadır. Bu hayvanlardan elde edilen süt varlıklarına bakarsak toplam inek sütü miktarı 20.036.000 ton olmaktadır. Bu üretilen inek sütününse %50’si 10.034.000 tonu sanayide kullanılmaktadır. İnek sütü dışında 1.446.000 ton koyun sütü, 561.000 ton keçi sütü, 76.000 ton manda sütü üretilmektedir2. Bu istatistiklerde küçükbaş hayvanlardan elde edilen sütçülüğün az olduğunu göstermektedir.

3 – Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığı zaman, ülkemizdeki hayvan varlığının büyük çoğunluğunun et ve süt verimi düşük ırklardan oluştuğu görülmektedir. 1990 yılında 1.351 kg olan hayvan başına verim, son beş yıl içerisinde %6,4 oranında artarak 2018 yılında 3.161 kg/baş yıl olarak hesaplanmıştır. Bu değer AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında yine de düşüktür. Çünkü AB ortalaması 6000 litrenin üzerindedir.

Laktasyon dönemi kısaca ineğin gebeliğin son iki aylık döneminde sütten kesilmesi hesap edildiğinde, bu sürenin düşüldüğü 305 gün olarak hesaplanan ineğin yıl içerisinde süt verdiği gün sayısıdır. Buradan bir istatistik çıkarırsak Türkiye’de 2018 yılında üretilen toplam inek sütü miktarı 20.036.000 tondur. Bunun toplam sağılan inek sağısı olan 6.338.000 adete bölünmesi ile laktasyon süt verimi 3.161 kg/baş bulunabilir. Yani günlük hesapla bir inek 10,36 lt (3161/305) süt vermektedir. Bu rakam oldukça az, burada istenen optimum besleme ile tabi bunu sağlayabilmek için bakım işlerinin iyi eğitilmiş kişilerce yapılması bunun da en güncel, doğru tarımsal yayım faaliyetleriyle gerçekleştirilmesi gerekir. Elbette bununla da bitmemekte, yem fiyatlarının da en düşük maliyette üretilmesi gerekmektedir ki uygun kaba ve kesif yemleme ile 25-30 lt/baş en düşük ortalamaları yakalayalım. 2019 yılında ise kamuoyunda çokça konuşulan ilginç bir istatistik oluştu; hayvan sayısı artarken süt arzı azaldı. Fakat zaten bu üreticiler tarafından tüketicilere (yani süt fiyatlarına) yansıtılamadı, yani üretici zararına çalıştı.

4 – Bugün için her ne kadar süt referans fiyatı Ulusal Süt Konseyi tarafından 2 lira olarak açıklanmış olsa da, sahada yetiştirici daha düşük fiyatlardan süt satmaktadır. Ülkemizde süt sektörünün en önemli sorunlarından birini kayıt dışı üretim oluşturmaktadır. 2012 yılında inek sütü üretimindeki kayıtlılık oranı %9,6 iken, 2018 yılında bu oran hala %50.0 civarında seyretmektedir. Dövize bağlı olarak ithal edilen ve fiyatı artan yem katkı maddeleri nedeniyle yem fiyatları artmış, döviz fiyatları düşünce de azalmamıştır. Süt fiyatı üzerinde piyasa koşulları, mevsimsel süt miktarı dalgalanmaları, arz/talep dengesi, süt kalitesi ve coğrafi konum gibi faktörler etkili olmaktadır. Ülkemizde uzun yıllar çiğ süt/yem paritesi 1,5’in altında kalmış ve 2018 yılına ilişkin ortalama çiğ süt/yem paritesi 1,12 olarak hesaplanmıştır.

Süt fiyatları daha çok bölgeden bölgeye değişmektedir. Kimi zaman ufak farklılıklardan söz edebilirken, bazen bölgeler arasında fabrikalara ve tüketim merkezlerine yakınlığa göre önemli farklarda oluşabilmektedir. Büyük şehirlerde kapı kapı gezen süt satan kişiler size de gelmişlerdir 5 litre sütte fiyat 20-25 tl arasında değişiyor. Market sütüyle aşağı yukarı aynı fiyatlarda ama yazının başında da dikkat çekildiği gibi tüketiciler bunu tercih edebiliyorlar. İstatistiklere girmeyen kısımlar önemli bir problem, politika yapabilmeyi güçleştiriyor. Tarım istatistiklerine göre süt konusunda Türkiye %102 oranında kendine yeterli ülkelerden birisi ithalat ya da ihracat görülmemektedir.

Üretici açısından bakıldığında optimum işletme büyüklüğü problemi gözükmektedir. Bununla ilgili sayı nedir, gerçekte bu çalışmaların bölge bölge sadece sütte değil aslında her üründe yapılması gerekir. Araştırma enstitüleri ve üniversitelere çok daha fazla kaynak aktarılmalıdır. Önceki gün izlediğim bir belgeselde Amerikalı yaşlı bir çiftçi geçinmesi için kendisine 50 yıl önce 50 ineğin, 40 yıl önce 100 ineğin, 30 yıl önce 250 ineğin, 20 yıl önce 500 ineğin, 10 yıl önce 1000 ineğin, bugün ise bu sayıların hiç birisinin kendisinin geçimine yetmediğini söyledi. Gerçekten, bu istenen karın doyuran sayı ne olmalıdır, bulmalı buna göre politikalar yapmalıyız. Tarımın bütün diğer kolları birbiriyle bağlantılıdır. Bunu iyi kavramak gerekir ki bir konudaki politika diğerlerini etkilemektedir.

Bir diğer sorun, Türkiye’de süt üretiminin arttırılmasına yönelik politikalar genel olarak miktarın arttırılmasına yönelik olarak geliştirilmiştir, oysaki yağ ve protein oranları dahil olmak üzere kalite kriterlerinin arttırılmasına yönelik çalışmalar da ihmal edilmemelidir.

5 – Türkiye içme sütü üretim miktarı son beş yıl içerisinde yaklaşık olarak %25,4 artarak 1.660.000 tona ulaşmıştır. Kişi başı tüketim 41,5 kg hesap edilmektedir. Toplam peynir üretimi 2018 yılında bir önceki yıla göre %9,5 oranında artarak 756 bin ton olarak hesaplanmıştır. Yoğurt üretimi 2018 yılında bir önceki yıla göre %2,2 oranında artarak 1,19 milyon ton olmuştur. Süttozu üretimi 2018 yılında ise bir önceki yıla göre yaklaşık %17 oranında azalarak 109 bin ton olarak gerçekleştirilmiştir. Tereyağı tüketimine bakıldığında, ülkemizde 2018 yılına ilişkin kişi başı yıllık tereyağı tüketiminin 1,78 kg’dır olduğu görülmektedir. Son yıllarda süt ve süt ürünlerinde benzeri taklit ürünlerin satışı artan hayat pahalılığı nedeniyle oldukça fazlalaşmıştır. Üreticiler cephesinden bakarsak artan yem ve girdi fiyatları yüzünden hayvanlarını kesime gittiklerini söylemektedirler.

22 – 26 EYLÜL DÜNYA SÜT ZİRVESİ

22–26 Eylül 2019 tarihleri arasında IDF Dünya Süt Zirvesi 2019 İstanbul’da düzenlenecek. Zirve, Türkiye’de Ulusal Sütçülük Federasyonu işbirliği ile Uluslararası Sütçülük Federasyonu (International Dairy Federation-IDF) tarafından düzenleniyor. IDF, 1903 yılında kurulmuş ve günümüzde toplam 45 üye ülkesi, 1200 uzmanı ile dünyada üretilen toplam süt miktarının yaklaşık %75’inin temsil edildiği bir platform ve alanındaki en güçlü sektör organizasyonudur. Zirveye; üreticiler, sanayiciler, araştırma kuruluşları ve enstitü temsilcileri, tüketiciler ve kamu olmak üzere tüm sektör temsilcilerinden oluşan 2.000’i aşkın sayıda katılım sağlanmaktadır. Hayvan Sağlığı ve Refahı, Süt Teknolojisi, Ekonomi, Pazarlama ve Süt Politikaları, Çevre, Çiftlik Yönetimi, Gıda Standartları, Hijyen ve Güvenlik, Analiz ve Örnekleme Metotları, Beslenme ve Sağlık gibi pek çok alanda zirve boyunca oturumlar yapılacak. IDF zirveyi her yıl başka bir ülkede düzenliyor, önceki yılların raporları remi internet sitesinde kaynaklarda da mevcut. Konu ile ilgisi olanların katılım sağlamalarını tavsiye ederim.

Osman İnan

17.09.2019

osmaninan1985@gmail.com

Konu ile ilgili daha çok bilgi isteyenler aşağıdaki kısa kaynakçaya bakabilirler.

Ulusal süt konseyi dünyadan ve Türkiye’den süt ve süt ürünleri ile ilgili en son aylık ve yıllık istatistikleri veriyor. https://ulusalsutkonseyi.org.tr/

İstanbul Ticaret Borsası diğer gıda ürünlerinin yanı sıra süt ve süt ürünleriyle ilgili en güncel raporları hazırlıyor. http://www.istib.org.tr/bilgilendirme/raporlar-ve-istatistikler/22

Gıdahattı gıdaya konusuna ilgisi olanların uzun zamandır bilip güvendiği bir site.  https://www.gidahatti.com/setbirden-et-ve-sut-sektor-raporu-137847/

Ziraat Mühendisleri Odası internet sitesinde pek çok tarım ürününde 2018 yılı istatistiklerini yayınladı.  http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=31590&tipi=17&sube=0

Sektör temsilcilerini buluşturan SETBİR süt endüstrisinin geliştirilebilmesi için çabalıyor. Aylık düzenli süt istatistiklerini bulabilirsiniz. http://www.setbir.org.tr/

1 https://yemek.com/cig-sut-nedir-zararli-midir/

2 https://ulusalsutkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/Sut_Raporu_2018_Web_Kapakli.pdf

(Dünya Süt Zirvesi Resmi İnternet Sayfası) https://idfwds2019.com/

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.