Türkiye’de Zeytinin Yeri Ve Önemi: Osman İnan Yazdı

Osman İnan
Kendimden kısaca biraz bahsedecek olursam, 2007 yılında Önder Çiftçi Projesinde staj yaptım, aynı yerde Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünü 2008 yılında bitirip askere gidene kadar kaldım. 2009 ortalarında askerlik bitince Tarım Ekonomisi Bölümünde yüksek lisansa başladım. Aynı zamanda bir makine üretim şirketinde kalite bölümünde çalıştım ve ayrıca ailemin kendi arazilerinde 2011 yılı sonuna kadar tarım işiyle uğraştım. Bu tarihten 2014 yılı sonuna kadar Tarım ve Orman Bakanlığında uzman mühendis olarak çalıştım. AB ülkeleri ve Türkiye’de tarım ve kırsal kalkınmayla ilgili çalışmalar yaptım. Daha sonra 2016 yılı sonuna kadar kendi arazilerimde ceviz ve kavak yetiştiriciliği yaptım. O tarihten sonra kendi danışmanlık şirketimi kurup, gayrimenkul işine başladım. Bu dönemde yüksek lisansımı tamamladım. Tarım Ekonomisi Bölümünde doktora eğitimine başladım. Bunun yanında tarım işlerine devam etmekteyim. 2014 yılı sonundan beri de kamulaştırma, hukuk ve ceza davalarında bilirkişilik yapmaktayım. Tarım Ekonomisi Derneği, Zir. Müh. Odası ve Buğday derneğine üyeyim.

TÜRKİYE’DE ZEYTİN 1:  TÜRKİYE’DE ZEYTİNİN YERİ VE ÖNEMİ

Türkiye’de zeytin yetiştiriciliği tüketim pazarlarına yakınlığı, genç işgücü varlığı, tarımda istihdam sağlaması, pek çok işkolu ile bağlantı kurarak katma değer sağlaması, kırsal kesimde yaşayan kadınların aile ekonomisine katkı yapmaları, tarım işletmesinin işgücünün daha iyi kullanılması ve ülkemizin ekolojik koşullarından daha iyi yararlanılması bakımlarından önemli görülmektedir. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı 185.000 çiftçiye, yan sektörlerle 500.000 aileye ve doğrudan 2.000.000 kişiye iş imkanı sağlamaktadır. Bu yazı sektörle ilgili zeytin üreticileri, fidan yetiştiricileri, tüccarlar, zeytinyağı üreticileri ve tüccarları, ihracatçılar, konu ile ilgili araştırma enstitülerinde çalışanlar, memurlar, uzmanlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mühendislere sektörle ilgili bilgi sağlamak için hazırlanmıştır. 

Oleacea familyasının bir üyesi olan zeytinin (Olea europaea L.) anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni de içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya’dır. Günümüzde 20. yüzyılın bitkisi olarak gösterilen ve yüzyıllardır önemini yitirmemiş olan zeytin bitkisinin anavatanı Mardin, Hatay, Suriye, Filistin ve Kıbrıs adasını içerisine alan bölge kabul edilmektedir1.

Tüm dünyada 900 milyon ağaçtan % 98’ i Akdeniz çanağında yer almaktadır2. Türkiye zeytin ağacı varlığı 2000’li yılların başında 100 milyon adet iken son dönemlerdeki dikimlerin etkisi ile 2017 sezonunda yaklaşık 174 milyon adete yükselmiştir3

Son 5 yılın zeytinyağı üretim ortalaması yaklaşık 159 bin ton ve sofralık zeytin üretim ortalaması ise 460 bin ton ve yağlık zeytin üretimi 1 milyon 640 bin ton olmak üzere 2017 yılında toplam zeytin üretimi 2 milyon 100 bin ton olmuştur. Türkiye’de Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Gaziantep ve Mersin önemli zeytin üretimi yapılan illerdir. Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise önemli zeytin üreten bölgelerdir. Türkiye’ de yaklaşık 320 bin zeytinci aile işletmesi mevcut olup bunun % 14’ü Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği ve Marmara birlik ortaklarından oluşmaktadır. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği yaklaşık 22 bin4, Marmara birlik ise yaklaşık 30 bin ortağa sahiptir5. Son yıllarda dünyada sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları yanında uzun yaşama olan ilginin artması, insanların zeytin ve zeytinyağı tüketimini arttırmıştır. Üretici ülkeler için ekonomik ve sosyal açıdan önemli ürünlerden biri olan zeytin ve zeytinyağı aynı zamanda Akdeniz’i simgeleyen bir kültürün de parçasıdır. Türkiye’nin önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan zeytin ve zeytinyağı, ülkemiz potansiyeli dikkate alındığında, mevcut sorunların çözüme kavuşturulmasıyla özellikle de Avrupa Birliğine katılım sürecinde, tarım sektörümüz için rekabet gücü olan ürünlerden biridir6

Zeytin, meyvesi yağlık ve sofralık olarak işlenebilen ve bu işleme sonucu oluşan yan ürünleri değerlendirilebilen tarımsal bir üründür. Zeytin bitkisinin özel iklim istekliliği nedeniyle zeytincilik, dünyada daha çok Akdeniz’de kıyısı olan ülkelerde (İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Tunus, Suriye, Fas, Fransa ve Portekiz) yapılmaktadır. Halen dünya zeytin ağaç varlığının % 90’nı bu ülkelerde yer almakta ve yaklaşık 9.984.918 hektar alanda 16.584.919 ton zeytin üretimi yapılmaktadır7. Bu zeytin üretiminden gıda sanayinde işleme sonucunda yaklaşık 3.000 ton zeytinyağı ve 2.500 ton sofralık zeytin elde edilmektedir. Dünyada son yıllarda zeytinyağı ve sofralık zeytin gibi zeytin ürünlerine artan talep nedeniyle zeytinciliğin sadece Akdeniz’e kıyı olan ülkelerde değil, Akdeniz iklimi gösteren Arjantin, Şili, Meksika, Peru, Avusturalya vb. diğer ülkelerde de ekonomik anlamda tarımı yapılmaya başlanmıştır8,9

Dünya zeytin üretimine paralel zeytinyağı üretiminin önemli bir oranına sahip ülkeler olan İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Türkiye, Suriye ve Fas dünyanın en büyük üretici, tüketici, ithalatçı ve ihracatçı ülkeleri durumundadır. Türkiye ise % 5 ile dünya zeytinyağı üretiminde beşinci sırada yer almaktadır10

Dünya zeytinciliğindeki büyük üretici ülkeler Avrupa Birliği (AB) çatısı altındadır. Avrupa Birliği ülkelerinden sonra diğer zeytinci Akdeniz ülkeleri arasında en önemli üretici ülkeler, Akdeniz’de Türkiye, Tunus, Fas, Cezayir, Libya, Mısır, Ürdün, Suriye; Amerika kıtasında, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Brezilya, Şili, Avusturalya’dır.


Zeytinyağı üretimi, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (OTP) çerçevesinde 1966 yılında oluşturulan zeytinyağı piyasa organizasyonu ile 1990’lı yılların ilk yarısında kendi kendine yeterli duruma gelmiştir. Bunun nedeni, dünyanın en önemli zeytin üreticisi ülkeleri olan İtalya ve Fransa’nın 1959’da, Yunanistan’ın 1981’de, 1986’da İspanya ve Portekiz’in tam üyelikleri ve OTP destekleridir. Avrupa Birliği’nde uygulanan zeytinyağı politikasının ana amacının zeytin üreticileri, sanayiciler, tüccarların yararına olacak şekilde yüksek kaliteli bir ürünün üretimini teşvik ederek AB’nin dünya pazarlarındaki konumun korunması ve güçlendirilmesi olmasıdır. Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) kurulması (1995) sonrasında, dünya tarım ürünleri ticaretine müdahalelerin başlamasıyla bir kaç kez yenilenen Ortak Tarım Politikası bağlamında Avrupa Birliği zeytinyağı politikasının amacı ve eylem planları da değişmiştir. Son Eylem Planı 2020 yılına kadar olan projeksiyonları içermekte ve kalite ve kalite kontrolü, üretimin yeniden yapılandırılması, sektörün yapısının güçlendirilmesi, promosyon, Uluslararası Zeytin Konseyi’nin konumu, üçüncü ülkelerle rekabet vb. konuları öngörmektedir11,12.

Türkiye‘de zeytin yetiştiriciliği sektörü yeterince bilinmektedir. Zeytin yetiştiriciliği sektörünün önemi sadece satışları kadar algılanmakta, böyle olunca da ekonomiye katkısı küçük görülmektedir. Oysa ülkemizde zeytin yetiştiriciliği, nakliyesi, pazarlaması, satışı önemli oranda insanı barındırmaktadır. Türkiye sahip olduğu ekolojik avantaj, işgücü vb. faktörlerle dünya zeytin sektöründe önemli bir yere gelebilir. 

Osman İnan

osmaninan9185@gmail.com

04.04.2019

1 GTB (2018). 2017 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Raporu. Nisan 2018.

2 GTB (2016). 2015 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Raporu. Şubat 2016.

3 TÜİK (2018). Bitkisel Üretim İstatistikleri.

http://www.tariszeytinyagi.com/www.tariszeytinyagi.com/zeytin-ve-zeytinyagi.html#zeytinErişim tarihi: 31.10.2018.

5 http://www.marmarabirlikakademi.com/Erişim tarihi: 31.10.2018.

6 GTB (2018). 2017 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Raporu. Nisan 2018.

7 FAO (2018). Zeytincilik İstatistikleri.

8 FAO (2018). Zeytin İstatistikleri.

9 IOC (2018). Zeytin İstatistikleri.

10 GTB (2018). 2017 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Raporu. Nisan 2018.

11 Tunalıoğlu R (2009). “Türkiye’de Zeytincilik ve Pazarlama Politikaları: 2000-2010”, Tarım 2015 Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu, 29 Mayıs, İzmir, Yaşar Ünv., s. 1-13.

12 Tunalıoğlu R (2010). Türkiye Zeytinciliğinde Tarihsel ve Ekonomik Gelişmeler.Adnan Menderes Üniversitesi-Ziraat Fakültesi. Tarım Ekonomisi Bölümü. Aydın. Zeytin Bilimi 1. 15-22 Araştırma.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın